2024 yılının en büyük spor etkinliği olan Dünya Motokros Şampiyonası ve NG Afyon MotoFest, 4-8 Eylül 2024 tarihlerinde Afyonkarahisar’da 7. kez gerçekleşecek. Dünyada Gastronomi Marka Şehir unvanını alan dünyada 36, Türkiye’de ise 3 şehirden biri olan Afyonkarahisar’ın zengin gastronomi kültürünün dünya sahnesine çıkması için de önemli bir rol oynuyor. 6 kıtada 180 ülkeden 3,5 milyardan fazla izleyiciye ulaşacak olan şampiyona, 300 milyon Euro’yu aşan bir medya değeriyle de dünya çapında yankı uyandıracak.

 

Bu yıl 7. kez düzenlenecek Dünya Motokros Şampiyonası, ülkemizin spor alanındaki başarılarının taçlandırılmasının yanı sıra Afyonkarahisar’ın eşsiz lezzetlerini dünya ile buluşturarak, yerel mutfağın tanıtımında büyük bir rol oynuyor. Tarihin en eski dönemlerinden beri birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Afyonkarahisar tarihi ve kültürel değerlerin izlerini taşıyan bir coğrafyada yer almaktadır. Bölgede yetişen bazı ürünlerin yöre yemeklerinde yoğun olarak kullanılması, çeşit zenginliği oluşturmaktadır.  Afyonkarahisar’ın zengin mutfak kültürü, Dünya Motokros Şampiyonası ve NG Afyon MotoFest ile birlikte uluslararası düzeyde tanıtılacak.

 

Afyonkarahisar Gastronomisi Global Arenada

Dünya Motokros Şampiyonası ve NG Afyon MotoFest, yalnızca spor dünyasında değil, Afyonkarahisar’ın gastronomik zenginliklerinin keşfedilmesi ve tanıtılmasında da büyük bir öneme sahip. Türkiye Motosiklet Federasyonu (TMF) Asbaşkanı Mahmut Nedim Akülke, şampiyonanın Afyonkarahisar’ın zengin mutfağının tanıtılmasına önemli katkıda bulunduğuna dair yaptığı açıklamada, ‘‘Bu yıl 500 bin kişiyi ağırlamayı hedefliyoruz. Afyonkarahisar’ın zengin gastronomi kültürü, katılımcılar ve izleyiciler için eşsiz bir deneyim sunacak. Organizasyonumuz, Afyonkarahisar’ın yöresel lezzetlerinin tanıtımında büyük bir rol oynuyor. Gastronomi Şehri Afyonkarahisar’a adım atarak, lezzetlerin büyülü dünyasına giriş yapacaksınız.’’ dedi.

 

Motofest ile Lezzet Dolu Şampiyona

NG Afyon MotoFest, Afyonkarahisar’ın benzersiz mutfağını öne çıkarıyor. Şampiyona boyunca zengin mutfak çeşitleriyle şampiyonaya gelen misafirlere lezzet şöleni yaşatırken, şehrin mutfak kültürünün tanıtılmasına da katkı sağlıyor. Afyonkarahisar’ın Gaziantep ve Hatay’ın ardından gastronomi alanında 31 Ekim 2019’da UNESCO Yaratıcı Şehirleri Ağı’na girdiğinin altını önemle çizen Akülke, ‘‘NG Afyon MotoFest, yerel lezzetlerin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımını sağlayan önemli bir platform oluşturuyor. Afyonkarahisar, tarih boyunca farklı kültürlerin ve medeniyetlerin izlerini taşıyan bir yerdir. Bu zengin kültürel mirasın bir parçası olarak, şehrimizin mutfağı da benzersiz bir çeşitlilik sunar. Geleneksel tariflerin modern dokunuşlarla buluştuğu lezzetler, damaklarınızı şenlendirecek’’ ifadelerini kullandı.

 

Dünya Çapında Gastronomi Destinasyonu

Dünya Motokros Şampiyonası ve NG Afyon MotoFest, Afyonkarahisar’ın sadece spor da değil, gastronomi turizminde de bir cazibe merkezi olmasına katkı sağlıyor. Şehre gelen turistlerin yerel lezzetleri keşfetmelerine olanak tanırken, aynı zamanda Türkiye’nin gastronomi turizmi potansiyelini artırıyor. Gelen turistler, Afyonkarahisar’ın mutfak kültürüyle tanışarak, şehrin ekonomisine ve tanıtımına katkıda bulunuyor. Bu büyük organizasyonlar, şehrin gastronomi kültürünün uluslararası alanda tanıtılmasına ve şehrin dünya çapında bir gastronomi destinasyonu olarak konumlanmasına büyük bir katkı sunuyor.

Güneş enerji santralleri için temizlik robotu üreten teknoloji firması Robsys Robotic Systems, sektördeki başarısını ISO sertifikalarıyla taçlandırmaya devam ediyor. Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO) tarafından; Kalite Yönetim Sistemleri, Çevre Yönetim Sistemleri, İSG Yönetim Sistemleri, Risk Yönetim Sistemi ve Makinalarda Güvenlik sertifikalarını yenileyen Robsys, son olarak Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi Sertifikası almaya layık görüldü.

Güneş Enerjisi Santrali temizlik robotu alanında faaliyet gösteren, 4 kıtada 14 ülkeye temizlik robotlarını ihraç eden Türk firması Robsys Robotic Systems, sektördeki liderliğini korumaya devam ediyor. ISO Sertifikaları ile kalite, çevre, iş sağlığı güvenliği, risk yönetimi alanlarında yüksek standartları karşıladığını ve sürekli gelişimi desteklediğini kanıtlayan marka, son olarak ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi Sertifikası’nı almaya hak kazandı.

Müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak ve geri bildirimlere etkin bir şekilde yanıt vermek konusundaki kararlılığını, yeni aldığı ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi Sertifikası ile bir kez daha kanıtlayan Robsys Robotic Systems, bu prestijli belge ile yüksek kaliteli hizmet ve ürün sunma taahhüdünü güçlendirdiğini de göstermiş oldu.

“Çevresel sorumluluklarımızı yerine getirmek konusunda kararlıyız”

Robsys Robotic Systems’in robotik sistemler alanındaki liderliğini ve sektördeki en yüksek standartları sürdürme kararlılığını vurgulayan Robsys Genel Müdürü Turgut Çağatay, “Robsys Robotic Systems olarak, kullanıcılarımıza en yüksek kaliteyi sunmak ve çevresel sorumluluklarımızı yerine getirmek konusunda kararlıyız. Bu sertifikalar, süreçlerimizin ve yönetim sistemlerimizin uluslararası standartlarla uyumlu olduğunu doğruluyor. Robsys olarak dünya genelinde sunduğumuz yüksek kaliteli temizlik robotlarıyla sektördeki öncü rolümüzü sürdürmeye ve uluslararası standartlarda mükemmelliği sağlamaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO) Belgeleri

ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi Sertifikası ile müşteri memnuniyetini kanıtlayan Robsys Robotic Systems, yenilenen ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemleri Belgesi ile Robsys’in kalite yönetim sistemlerinin uluslararası standartlara uygun olduğunu ve müşteri ihtiyaçlarını karşılama konusundaki performansının gücünü de ortaya koyuyor. ISO 14001:2015 Çevre Yönetim Sistemleri Sertifikası, şirketin çevresel yönetim sistemlerinde sürdürülebilirlik ve çevre dostu uygulamalara verdiği önemi belgeliyor. ISO 45001:2018 İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Yönetim Sistemleri Sertifikası, Robsys’in iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemlerinde en yüksek standartları sağladığını ve çalışanlarının güvenliğini ön planda tuttuğunu doğruluyor. ISO 31000 Risk Yönetim Sistemi Sertifikası risk yönetimi süreçlerinde profesyonel ve sistematik bir yaklaşımı temsil ederken ISO 12100 Makinalarda Güvenlik – Riskin Değerlendirilmesi ve Azaltılması Sertifikası ise, markanın makine güvenliği konusunda uluslararası olarak tanınmış bir standartta olduğunu kanıtlıyor.

Robsys Robotic Systems Hakkında

Robsys Robotic Systems, 15 yılı aşkın süredir Güneş Enerjisi Santrali temizlik robotu alanında faaliyet gösteren, Türkiye’de lider, Avrupa’da ise en hızlı büyüyen üretici firmadır. GES santrallerinde enerji verimliğini artırmak, temizlik maliyetlerini düşürmek, sürdürülebilirliği sağlamak ve iş güvenliğini artırmak için profesyonel çözümler üreten şirket, güçlü Ar-Ge ekibiyle geleceğin yeni robot teknolojilerini geliştirmektedir. Robsys Robotic Systems, ürettiği temizlik robotlarının teknolojisini sürekli geliştirmek ve tüm dünyada GES projelerindeki enerji kayıplarını sıfıra indirmeyi hedeflemektedir.

ODEON Tours, Mısır’daki büyüme planları çerçevesinde yeni merkez ofisine taşındı. 20 yılda Mısır’da 6 milyonu aşkın turisti ağırlayan ODEON Tours, yeni ofisiyle hizmetlerini daha da geliştirerek 2024 yılında 620 bin turisti Mısır’da ağırlamayı hedefliyor. 

 

Coral Travel Group bünyesinde yer hizmetleri alanında faaliyet gösteren ODEON Tours, grubun büyüme stratejisi çerçevesinde Türkiye’nin ardından en büyük ikinci destinasyonu olan Mısır’da yeni ofisini açılışını gerçekleştirdi. Yeni yatırımı kapsamında Hurghada kentinde bulunan mevcut merkez ofisini daha modern bir binaya taşıyan ODEON Tours, yeni ofisiyle birlikte gelişen ve büyüyen Mısır pazarında daha iyi hizmet vermeyi ve faaliyetlerini genişletmeyi planlıyor.

 

Mısır’da destinasyon hizmetlerine 2000’lerin başından beri Hurghada ve Sharm El Sheikh ofisleri açılarak başlayan ODEON Tours, yaklaşık 500 kişilik ekibi ve 100’ün üzerindeki araç filosu ile ülkede turizm sektörünün lider markaları arasında yer alıyor.

 

400’ün üzerinde otel partneriyle ve 20’nin üzerinde yerel ve uluslararası havayolu şirketiyle iş birliği yapan ODEON Tours, başta Hurghada, Sharm El Sheikh ve Sina Yarımadası olmak üzere Kahire, Luksor, İskenderiye ve Kuzey kıyı bölgesi olmak üzere Mısır’ın tüm turistik bölgelerinde iş ortaklarıyla birlikte farklı seyahat ve tatil deneyimi alternatifleri sunuyor. Şirket, faaliyet gösterdiği şehirlerde konuklarına 100’e yakın yerel tur alternatifine sahip. Zengin bir tarihe ve eşsiz bir doğaya sahip olan Mısır’da yılın 12 ayı düzenlenen turlar, Kızıldeniz’in maviliklerinden, Sina çölünün derinliklerine uzanan farklı tur alternatifleriyle konuklarına benzersiz bir deneyim yaşatıyor.

 

“Mısır’da saygın bir yer edindik”

ODEON Tours Destinasyonlardan Sorumlu COO’su Ozan Somaklar, Mısır’daki faaliyetlerini ve hedeflerini şu sözlerle anlatıyor:

“1992 yılında Türkiye’de destinasyon hizmetleri alanında faaliyet göstermeye başlayan ODEON Tours bugün, 15 ülkeden tur operatörlerine Türkiye, Mısır, Tayland, BAE, İspanya, Yunanistan,Vietnam ve Tunus’da konaklama, karşılama, transfer, rehberlik ve tur hizmetleri veriyor. Mısır’da 20 yıllık deneyimimizle, kuruluşumuzdan bu yana 6 milyonu aşkın turist ağırladık. Verdiğimiz üstün hizmetle saygın bir yer edindik. Pazara öncülük eden şirketlerden biri haline geldik. Grubumuzun büyüme planları çerçevesinde Hurghada’da açtığımız yeni ofisimizle faaliyetlerimizi daha da geliştirerek 2024 yılında 620 bin turisti Mısır’da ağırlamayı hedefliyoruz.”

Sabancı Vakfı’nın 15. Sezon Fark Yaratanlarından Gülçin Cömert, Balıkesir’de kazı çalışmaları devam eden Antandros Antik Kenti’nin gün ışığına çıkarılmasına destek olmak amacıyla Antandros Derneği’nin kurulmasına öncülük etti. Kültürel miras bilincini geliştirmek hedefiyle yola çıkan Cömert, Yönetim Kurulu Başkanlığını üstlendiği Antandros Derneği ile çocuklara yönelik arkeoloji çalışmaları, arkeoloji öğrencilerine burs verilmesi, bölgedeki kadınların gelir elde etmesini sağlayan projeler ve bölgenin tanıtımı gibi farklı çalışmalar yürütüyor.

Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nın 15. Sezonunda Fark Yaratan seçilen Gülçin Cömert, Balıkesir’deki Antandros Antik Kenti kazılarının devam edebilmesi ve bölgede kültürel miras bilincini geliştirmek için Antandros Derneği’nin kurulmasına öncülük etti. Gülçin Cömert ve dernek üyeleri, gün ışığına çıkmayı bekleyen Antandros Antik Kenti başta olmak üzere bölgenin arkeoloji ve kültürel mirasının korunması için farkındalık yaratmak ve yerel halk tarafından sahiplenilerek bir yurttaş hareketine dönüşmesi amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra doğup büyüdüğü Bandırma’ya dönen Gülçin Cömert, bölgenin kültürel mirasına sahip çıkılması ve Antandros Antik Kenti’nin kazı çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla bir grup gönüllü ile 1999 yılında Altınoluk Tarihi Antandros Şehrini Kurtarma, Koruma ve Yaşatma Derneği, kısa adıyla Antandros Derneği’ni kurdu. Dernek; 2006 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile kamu yararına dernek statüsü kazandı.

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile Edremit Belediyesi ve diğer yerel paydaşların desteğiyle çalışmalarını sürdüren derneğin faaliyetleri arasında; Antandros Antik Kenti’nin ören yeri olması için savunuculuk çalışmaları, arkeoloji öğrencilerine burs verilmesi ve bölgedeki kadınların gelir elde edebilmesi için kültürel öğeler taşıyan ürünler üretilmesi gibi çalışmalar yer alıyor.

Gülçin Cömert liderliğindeki Antandros Derneği, çocuklar ve öğretmenlere yönelik gerçekleştirdiği arkeoloji çalışmaları ile bugüne kadar 4000’e yakın çocuğu arkeoloji ile tanıştırırken, binlerce kişiye antik kenti ve bölge kültürünü tanıttı.

Gülçin Cömert’in kültürel miras bilincinin gelişmesine yönelik çalışmalarının, toplumun kültürel dokusunun güçlenmesine katkı sağladığını belirten Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Kültürel mirasımızın korunması ve yaşatılması, toplumsal hafızamızın sürdürülmesi açısından büyük bir öneme sahip. Bu mirası hem insanlara hem de doğaya karşı korumak bizlerin sorumluluğunda. Bu noktada kültürel mirasımızı korumak ve gelecek nesillere aktarmak yolunda önemli faaliyetler gerçekleştiren sevgili Gülçin Cömert ve Antandros Derneği’nin kıymetli üyelerini gönülden tebrik ediyorum. Sabancı Vakfı olarak geçmişin izleriyle geleceğe ışık tutan değerlerimizi korurken, toplumda kültürel miras bilincinin artmasına vesile olan bu çalışmaya destek vermekten dolayı büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz” dedi.

Birçok alanda kullanılmaya başlanan yapay zekâ özellikle iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi çevre konularında da kritik önem taşıyor. Akıllı şehirleşme süreçleri konusunda sektörün öncü teknoloji üreticilerinden olan yerli teknoloji şirketi Cerebrum Tech kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Dr. R. Erdem Erkul, yapay zekânın çevresel teknolojilere önemli katkılar sunabileceğini, karbon ayak izinin düşürülmesine olanak sağlayabileceğini söylüyor.

 

Dünya bir dönüm noktasında. Araştırmalara göre Sanayi Devrimi’nden bu yana insan faaliyetleri atmosferdeki karbondioksit (CO2) konsantrasyonunu %33’ten fazla artırdı. Çeşitli çalışmalar yeryüzünün iklim değişikliğinden dolayı 2050’li yıllarda yüksek risk altında olacağını ortaya koyuyor.

Sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmezsek iklim değişikliği yüzünden hem gezegenimizi hem de gıda üretimi, insan sağlığı ve ekonomiye kadar toplumsal hayatın her yönünü etkileyebilecek facialarla karşı karşıya kalabiliriz.

Küresel ısınma nedeniyle dünyanın dört bir yanında yaygın olarak kuraklık, sel ve aşırı sıcaklık gibi olumsuz koşullar yaşanacak. Hatta bu etkileri şimdiden hissetmeye başladık. Ülkemizde sıcaklıklar mevsim normallerinin çok üzerinde seyrediyor. Gün geçtikçe şiddetlenen sıcaklıklar sebebiyle her gün pek çok orman yangını meydana gelmekte. Başta büyük kentler olmak üzere birçok yerde su sıkıntısı riski giderek artıyor. Buna rağmen önümüzdeki sekiz yılda dünya geneli emisyonların %10’un üzerinde artacağı öngörülüyor.

Sorunun temelinde ise kentleşme yatıyor. Bugün dünya nüfusunun %55’i kentlerde yaşıyor ve bu oranın 2050’ye kadar %68’e çıkması bekleniyor. Şehirler, enerji tüketimi ve sera gazı emisyonlarının büyük bir kısmından sorumlu. Amerika’da ortaya çıkan karbon emisyonlarının %39’u konut ve ticari binalardan, %33’ü ise ulaşım sektöründen kaynaklanıyor. Yani genel olarak, şehirlerdeki karbon emisyonlarının yaklaşık %70’i modern insan tarafından yapılan kentsel altyapılardan doğuyor.

Bu noktada küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltabilmek için akıllı şehir stratejileri ve bu stratejilerin merkezinde yer alan yapay zekâ giderek önem kazanıyor. Birçok alanda kullanılmaya başlanan yapay zekâ özellikle iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi çevresel konularda da kritik önem taşıyor. Uzmanlar, yapay zekanın, yeşil enerji ve karbon ayak izinin azaltılması başta olmak üzere çevreyle ilgili sorunların çözümünde fayda sağlayabileceğini ifade ediyor.

Yapay zekâ, enerji emisyonlarındaki azalmaları ve CO2 giderimlerini tespit ederek, daha yeşil bir çevrenin oluşturulmasına yardımcı oluyor, hava koşullarını tahmin ederek çevreyi ve kaynakları korumaya yönelik çabaları hızlandırıyor.

Akıllı şehirleşme süreçleri konusunda sektörün öncü teknoloji üreticilerinden olan yerli teknoloji şirketi Cerebrum Tech kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Dr. R. Erdem Erkul, yapay zekânın çevresel teknolojilere önemli katkılar sunabileceğini, karbon ayak izinin düşürülmesine olanak sağlayabileceğini söylüyor. Yapay zekanın iklim senaryoları ve modelleme çalışmalarına dâhil edilmesiyle iklim modellerinin gerçeğe çok daha yakın olabileceğini söyleyen Erkul, “Türkiye yapay zekâyı etkin bir şekilde kullanarak toplam karbon salımını önemli miktarda azaltabilir” diyor.

Erkul, bu teknolojinin çevreye sağlayabileceği faydaları şöyle anlatıyor: “Örneğin, orman yangınları ve denizlerimizde meydana gelen değişiklikleri saniyeler içerisinde tespit edebilecek yapay zekâ ile zenginleştirilmiş teknoloji ürünleri tasarlıyoruz. Akıllı trafik ve park yönetim sistemleriyle trafik yoğunluğunu yüzde 30 seviyelerinde azaltabiliyor, yakıt harcamalarında yüzde 25’in üzerinde verim elde ediyoruz. Yapay zekaya dayalı veri analizi ve karar destek sistemleri sayesinde veriye dayalı tahminlerde bulunarak ivedi önlemler almayı sağlayabiliyoruz.”

Yapay zekânın küresel ısınmayla mücadelede fark yaratacağı alanlardan bazıları şunlar:

 

Enerji üretimi ve şebekeleri

Yapay zekâ sayesinde veri kümelerini bir araya getirip yeni bulguları gün yüzüne çıkarabiliyor, daha doğru tahminler elde edebiliyoruz. Örneğin hava durumu tahminleriyle gerçek enerji talebi verilerini bir araya getirerek şebekelerde yenilenebilir enerjiyi daha verimli kullanabiliyor ya da enerji depolama alanında optimizasyonlar yapabiliyoruz.

Yenilenebilir enerji uzun zamandan beri iklim krizine karşı en etkili çözümlerden biri. Bu sistemler optimize edilerek çok daha verimli çalışabilir. Yapay zekâ algoritmaları sayesinde hava durumunu tahmin ederek üretimde verimliliği artırabilirler.

Yapay zekanın kuantum seviyesindeki olayları inceleme ve tahmin yeteneği, füzyon enerjisi dahil olmak üzere, daha düşük karbon ayak izi olan alternatif enerji sistemleri geliştirmemizi hızlandıracak. Dolayısıyla nükleer atığı ve radyoaktif kirliliği olmayan yeni nükleer enerji yöntemleri yaygınlaşmaya başlayacak. Bunu yapanlar içerisinde özellikle yapay zekâya dayalı teknolojileri kullananlar önde olacak.

 

Ulaşım

Sürekli büyüyen ulaşım sistemlerinin etkin şekilde yönetilmesi için özellikle yapay zekânın entegre edildiği, yapay zekâ destekli/temelli birçok yenilikçi teknoloji kullanılıyor. Yapay zekâ destekli akıllı şehir ve trafik uygulamalarında, rota belirlemede, trafiği, şeritleri kontrol etmede yapay zekâyı kullanarak direkt karbon salımları azaltılıyor. Bu yolla trafik yoğunluğu ve yakıt tüketiminde ciddi azalmalar sağlanıyor.

MIT, Stanford Üniversitesi ve Google’ın ortaklaşa geliştirdiği yapay zekâ destekli yeni bir akıllı şehir sistemi, akıllı trafik ışıkları, dinamik hız sistemi, araç-altyapı iletişimi ve önleyici bakım çalışmalarıyla trafik kazalarını %90 oranında azaltırken trafik sıkışıklığında %60, ortalama seyahat sürelerinde %40, karbon emisyonlarında ise %30 azalma sağladı. Sistem sayesinde acil durum müdahale süreleri de %50 iyileşti.

Çözümün önemli parçalarından biri de yapay zekâ temelli otonom araçlar. Uzmanlar otonom sürüş teknolojisinin insanlı sürüşe oranla yakıt tüketimini %15 civarında azaltabileceğini ifade ediyor. Otonom sürüş yakıt verimliliği sağlamakla birlikte hava kirliliğini de azaltarak küresel ısınma ile mücadelede önemli bir katkı sağlayabilir.

Yapay zekâ göklerde de yanımızda. Kuyruk izi, havacılık sektörünün küresel ısınmadaki etkisinin %35’inden sorumlu. Google’ın çalışması, uydu görüntüleri, hava durumu ve uçuş güzergahı bilgisi gibi yüksek hacimli verilerin bir araya getirilip yapay zekâ kullanılmasıyla pilotların kuyruk izinde %54 azalma sağlayacağını gösterdi.

 

Üretim

Yapay zekâ, tesislerin enerji taleplerini tahmin etme konusunda son derece etkili. Büyük veri setleri üzerinde analiz yaparak, tesislerin belirli saatlerde ne kadar enerjiye ihtiyaç duyacağını öngören yapay zekâ bu sayede enerji israfı minimum seviyeye indiriyor. Yapay zekâ ayrıca üretim tesislerinde atık oluşumunun azaltılmasına yardımcı oluyor.

 

Tarım

Uydu görüntüleriyle entegre yapay zekâ, arazi kullanımı, bitki örtüsü, orman örtüsünde gerçekleşen değişiklikleri algılayabiliyor; mahsul hastalıklarının ve sorunlarının erken tespitini mümkün kılıyor. Yapay zekâ uygulamaları, arz ve talebe dayalı olarak tarımsal girdilerin ve geri dönüşlerin düzenlenmesine yardımcı oluyor ve bu da iklim aşırılıklarına karşı çiftçileri daha dayanıklı hale getiriyor. Çiftçiler, su kullanımını ve pestisit kullanımını en aza indirirken mahsul verimlerini optimize etmek için verilerin ve yapay zekânın yardımına başvurabilir.

 

Orman yangınları ve doğal afetler

Dünyada 2021’de 9 milyon ve 2022’de 6 milyon hektar alanın yok oldu. Bu kaybın büyük bir kısmının orman yangınlarından kaynaklanıyor. Uzmanlar iklim değişikliği nedeniyle orman yangınları döneminin %20 oranında uzadığını belirtiyor. Bu, ya orman yangınlarının daha uzun bir döneme yayıldığı ya da orman yangını döneminde daha ciddi risklerle karşılaşılan günlerin sayısının arttığı anlamına geliyor. Yapay zekâ algoritmaları sıcaklık değerlerini eş zamanlı izleyerek çıkabilecek bir yangını çok önceden tahmin edebilir. Ayrıca uydudan toplayabileceği veriler sayesinde doğal afetleri öngörebilir. Yani yaşayabileceğimiz birçok felaketin önlenmesinde oldukça önemli bir role sahip.

 

Atık yönetimi

Çevreyi tehdit eden sorunlardan biri de atıklar. Atıkların sınıflandırılması ve geri dönüşümünde yapay zekâdan faydalanılarak performansın artırılması mümkün. Atıkların ayrıştırılarak gruplandırılmasında görsel algılama sisteminin kullanılmasıyla, geçmişe dayalı verilerle geleceğe yönelik kararlar alınabilir, atığın minimize edilmesi ve içindeki elementlerin geri kazanımını kolaylaştırılabilir.

Endüstriyel atıklar da çok ciddi bir tehdit. Örneğin, atmosferdeki metan emisyonu, küresel ısınmanın yüzde 25’lik bir kısmından sorumlu tutuluyor. Doğal kaynaklar ve insan faaliyetleri ile atmosfere yayılan metan gazı özellikle enerji sektöründe meydana gelen sızıntılarla ilişkilendiriliyor ve bu sızıntılar “süper salıcılar” olarak adlandırılan büyük metan kaçakları nedeniyle dikkat çekiyor. Yapay zekanın metan gazı sızıntılarının belirlenmesinde daha geniş çapta kullanılması sayesinde, dünyanın her yerindeki metan emisyonları daha hızlı ve etkin bir şekilde tespit edilebilecek.

30 Ağustos Zafer Bayramı tatilinin hafta sonuyla birleşmesiyle kısa tatil planları yapıldı. Obilet, yeni keşiflere çıkmak isteyen ancak hala karar veremeyenler için son dakika tatil rehberi hazırladı. Gelibolu’dan Bodrum’a, Foça’dan Marmaris’e hatta vizesiz Karadağ’a kadar tüm seçeneklerin yer aldığı listeyi inceleyerek kararınızı verebilirsiniz.

Hafta sonuyla birleşmesi nedeniyle 3 günlük bir tatile dönüşen 30 Ağustos Zafer Bayramı, hiç görmediğiniz bir yeri görmek ve kısa yolculuklara çıkmak için en ideal zamanlardan. Üstelik kavurucu yaz sıcaklarının kısmen geride kaldığı bugünlerde, tatile çıkmak için geç kalmış sayılmazsınız. Yaz mevsiminde ve yılın son resmi tatillerinden birinde nereye gideceğinize karar veremiyorsanız son dakika rezervasyonu yapmak için hala vaktiniz var. Siz de bu kısa arayı yeni bir keşfe dönüştürmek için yola koyulabilir ve Obilet’in sizin için hazırladığı son dakika rehberiyle plan yaparak şehirden biraz uzaklaşabilirsiniz. Seçenekleri inceleyerek Obilet’le rotanızı çizebilirsiniz!

İşte Obilet’in son dakika rezervasyonları için önerdiği rotalar:

 

  1. Kemer

Türkiye’nin turizm başkentlerinden Antalya’da yer alan Kemer, etkileyici doğası, masmavi denizi ve lüks tatil köyleriyle Akdeniz’in vazgeçilmez destinasyonlarından. 1980’li yıllarda küçük bir köyken Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri haline gelen Kemer, berrak suları ve yemyeşil doğasıyla huzurlu bir tatilin adresi. Yolunuz Kemer’e düşerse yakın mesafedeki Kleopatra Koyu, Göynük Kanyonu, Beldibi Mağarası, Çıralı Yanartaş (Chimaera), Paris 2 Batığı ve Üç Adalar’ı, tarihe merakınız varsa Phaselis Antik Kenti ve Idyros Antik Kenti’ni de listenize ekleyebilirsiniz.

 

  1. Kaş

Akdeniz’in en şirin tatil beldelerinden biri olan Kaş; turkuaz denizi, dar sokakları, tarihi kalıntılarıyla Türkiye’de en çok görülmek istenen tatil beldeleri arasında yer alıyor. Eğer dalış merakınız varsa veya ilk defa deneyimlemek istiyorsanız Kaş, ülkemizdeki en keyifli dalış mekanlarına da ev sahipliği yapıyor. Gündüz tertemiz plajlarda serinleyebilir veya bir dalış turuna katılarak deniz altındaki muhteşem dünyayla tanışabilirsiniz. Akşam Uzun Çarşı’da dolaşıp keyifli mekanlarda eğlencenin tadını çıkarabilir, yakın mesafedeki Patara Plajı’nda denizin en “turkuaz” haline şahit olabilirsiniz. Kaş, tarih meraklıları için de tam bir cennet. Mutlaka görmeniz gereken yerler arasında; Patara Plajı, Kral Mezarı, Antiphellos Antik Kenti, Xanthos Antik Kenti, Patara Antik Kenti geliyor.

 

  1. Foça

İzmir’in sakin bir sahil kasabasından keyifli bir tatil merkezine dönüşen Foça, deniz ve tarih tutkunları için harika bir alternatif sunuyor. Taş evleri, birbirinden güzel koyları ve huzurlu atmosferi ile Foça, kısa molalar için beklentilerin üstünde bir deneyim sunuyor. Yunan mitolojisinde de adı geçen Siren Kayalıkları, Athena Tapınağı, Kybele Açık Hava Tapınağı, Arkaik Duvar ve Heredot Duvarı, Pers Anıt Mezarı (Taş Ev) gibi tarihi zenginlikleriyle tarih severlerin çok şey bulacağı yerlerden. Eski mirasını koruyan köyleriyle de ünlü olan Foça’da, Kozbeyli, Gerenköy, Ilıpınar, Bağarası ve Yeniköy gibi bölgenin tarihi mirasına sahip çıkan köyleri de mutlaka gezi listenize ekleyin.

 

  1. Şirince

İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince; tarihi dokusu, taş evleri  ve samimi atmosferiyle, adı gibi şirin bir Ege köyü. Köy meydanında oturup bir kahve içerek, dar sokaklarında yürüyüş yaparak, tepedeki köylerden gün batımını seyrederek kısa bir seyahatte bile enerji toplanacak yerlerden. Bölgenin tarihi dokusunu keşfetmek için yakın mesafedeki Efes Antik Kenti’ni ziyaret edebilir, Efes Dijital Deneyim Müzesi’nde tarihe dijital yolculuk yapabilirsiniz. Bölgenin kültürel mirasını keşfetmek isterseniz yöreye özel yerel lezzetler ve şarapları mutlaka denemelisiniz.

 

  1. Marmaris 

Marmaris, her ne kadar 3 güne sığdıramayacağınız bir deneyim vadetse de, yaz tatili için ilk akla gelen yerlerden. Muhteşem bir doğa ile eşsiz denizin buluştuğu bu tatil cenneti; eşsiz plajları ve doğası kadar hareketli gece hayatıyla da görülmeye değer. Akdeniz’in en güzel denizinin tadını doyasıya çıkarabilir; su sporları, tarihi güzelliklere gezilerle 3 gün boyunca enerjinizi yenileyebilirsiniz. Selimiye, Bozburun, İçmeler, Hisarönü, Turunç gibi Marmaris’in birbirinden güzel beldelerini gezmenin yanı sıra Azmak Nehri, Akyaka gibi doğal güzellikleri keşfedebilir, yakın mesafedeki Knidos Antik Kenti, Kaunos Kral Mezarları’nı da ziyaret edebilirsiniz.

 

  1. Bodrum

Ülkemizin en güzel tatil merkezlerinden biri olan Bodrum, denizi ve eşsiz koyları kadar lüks tatilin merkezi ve gece hayatıyla da ünlü. Gündüz eşsiz koylarında denize girebilir veya tekne turuna çıkabilir, güneşi Gümüşlük’te batırabilir, Yalıkavak’ta keyifli bir akşam yemeği ve eğlenceyle günü kapatabilirsiniz. Dar arnavut kaldırımlı sokaklarında yürüyüş, keyifli semt pazarlarında alışveriş yaparak, kafe ve restoranlarda Ege mutfağının en güzel örneklerini tadarak unutulmaz bir Bodrum deneyimi yaşayabilirsiniz.

 

  1. Gelibolu

30 Ağustos Zafer Bayramı’nı günün anlam ve önemine uygun olarak kutlamak için Gelibolu en ideal yerler arasında yer alıyor. Tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü Gelibolu, Zafer Bayramı coşkusunu en iyi hissedebileceğiniz yerlerden. Zaferin coşkusunu her yıl özel bir atmosferde kutlayan Gelibolu, hem tatil hem de tarih meraklıları için mükemmel bir seçenek sunuyor. Çanakkale Savaşı’nın önemli noktalarına ev sahipliği yapan bu bölge, tarih meraklılarına dolu dolu bir gezi vadediyor.

 

 

  1. Karadağ

Bu kısa tatilde tercihiniz yurt dışına çıkmaksa vizesiz seyahat edilebilen Karadağ, en ideal yerlerden. Adriyatik kıyısında bulunan bu gizli bir cennet, mevsim itibariyle de tatilcilere birçok seçenek sunuyor. Şehir merkezi ve tarihi yerleri gezebileceğiniz gibi popülaritesi son dönemde hızla artan plajlarında da serinleyebilirsiniz. Etkileyici dağ manzaraları ve tarihi şehirleriyle Karadağ, kısa zamanda yurt dışı kaçmaklarının vazgeçilmezi  durumuna geldi.

tr_TR
tr_TR